4 Şubat Dünya Kanser Günü
06 Şubat 2020

Kanser, dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemidir ve toplumlarda önemli bir sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi-manevi kayıp ve zorluklara yol açmaktadır. Kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır.

Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşüktür. En son istatistiklerimize göre erkeklerde en sık görülen kanser akciğer kanseridir. Tütün ve tütün ürünlerine bağlı kanserler arasında tütün kullanımına atfedilen vaka sayısı yaklaşık 16.600 olarak tahmin edilmekte olup tütüne bağlı kanserler erkeklerde önemini korumaya devam etmektedir. Kadınlarda en sık görülen meme kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir. Bir yıl içinde yaklaşık olarak 18.000 kadına meme kanseri teşhisi konulmaktadır. Kadın kanserlerinden olan uterus korpusu ve serviks kanserlerinin çoğunluğu, erken evrede yakalanmaktadır.

Obeziteye atfedilen kanser vaka sayısının bir yılda 6.600 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Obezitenin etken olduğu kanserler daha çok kadınları etkilemektedir.

Çocukluk çağı kanserlerinde ise lösemi en sık görülen kanser türüdür. Gençlerde ise (15-24 yaş grubu) erkeklerde testis kanseri, kadınlarda ise tiroit kanseri ilk sırada yer almaktadır.

Her yıl 4 Şubat’ta; kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanan Dünya Kanser Günü,  ilk kez 2005 yılında, ülkemizin de yakın işbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) tarafından düzenlenmiştir. Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC) ve ortak kuruluşların birlikte yürüttüğü, milyonlarca ölüme neden olan ve pek çoğu önlenebilir olan bir hastalığa karşı toplumsal bilinci artırmak amacıyla tüm dünyada kampanyalar düzenlenmektedir. UICC’nin üç yıllık teması “Kararlıyım ve Yapacağım” olarak belirlenmiştir. 2020 yılı, bireysel kararlılığı güçlendirici bir eylem çağrısıdır ve geleceği etkilemede bugünden eyleme geçmenin önemini vurgular.

Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar aşağıdaki şekilde vurgulanmıştır. Bu vurgular;

  • Sağlıklı Bir Çevre Oluşturulabilir;

Her çeşit işyeri, sağlıklı yaşamı benimsemeye yönelik çalışanlarını motive edici programlar ve politikalar halinde uygulayabilir. Yüzde yüz dumansız işyerleri oluşturmak ve sigarayı bırakma araçlarına bilgi ve erişim sağlamak gibi önlemler, sağlıklı gıda seçeneklerine erişim sağlanması, işe gidiş gelişlerde fiziksel aktiviteyi teşvik etmek, işyerlerinde fiziksel aktiviteleri artırmak, daha sağlıklı iş gücü için etkili birer yoldur.

Bireyler ve toplumlar, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Sigara da eklendiğinde kanserlerin önlenebilirliği %50’ye ulaşmaktadır. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel maruziyetlerin önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenecektir.

Ülkemizde tütün ve obezite eylem planlarımız çok başarılı sonuçlar ile hızla devam etmektedir. Ayrıca Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı gibi çalışmalar sürdürülmektedir.

  • Kanser Önlenebilir;

Kanser %90 çevresel, %10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmakta olup çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyada her geçen gün daha fazla insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Küresel olarak tütün kullanımı hala en önemli risk faktörü olup, her yıl 5 milyon kanser ölümünün ve tüm kanser ölümlerinin %22'sinin sorumlusudur.

Ülkemizde Kanser Kayıtçılığı

Kanserle mücadele ve kanser hizmetlerinde önceliklerin belirlenmesinde, kanser yüküne ve o bölgede yoğun biçimde görülen kanser türlerine dair bilgi esas alınmalıdır.

Kanser kayıtçılığı, belirli bir nüfusta ortaya çıkan tüm kanser vakalarıyla ilgili bilgileri toplamak ve bu bilgileri kanserin klinik ve patolojik göstergeleri ile birlikte tam olarak belgelemek işlemlerinin tümüdür. Bakanlığımızca yürütülen nüfus tabanlı aktif kanser kayıt sisteminin amacı toplumumuzda görülen her kanser olgusu ile ilgili bilgiyi toplamaktır. Bu sistem belirli bir nüfusun kanser insidanslarını bulmada altın standarttır.

Ülkemizde ilk kez 1992 yılında İzmir’de kurulan kanser kayıt merkezi ile kanser verileri toplanmaya başlanmış, 2012 yılı itibariyle 12 ilde yapılıyor iken 2013 yılına gelindiğinde yurt geneli 81 ilimizde aktif kanser kayıtçılığı yapılır hale gelmiştir.

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından yayınlanmakta olan “Beş Kıtada Kanser İnsidansı” isimli kitapta kanser kayıt merkezlerinin verileri, ancak kalite değerlendirmelerini geçmeleri halinde yer almaktadır. İzmir ve Antalya Kanser Kayıt Merkezlerinin 1998-2002 serisi verileri “Beş Kıtada Kanser İnsidansı” kitabının 9. baskısında yer almışken, aynı kitabın 10. baskısında ek olarak Trabzon ve Edirne Kanser Kayıt Merkezlerinin 2003-2007 serisi verileri yer bulmuştur. Beş Kıtada Kanser İnsidansı Kitabının 11. versiyonunda ise bu kez Bursa, Erzurum, Eskişehir ve Samsun illeri de eklenerek raporda yer alan il sayımız 8’e ulaşmıştır. 2020 yılı içerisinde bu sayının artırılması hedeflerimiz arasındadır. Yine 2020 yılı içerisinde veri analizi ve kalite denetimi eğitimi kapsamında Ankara, Mersin, Edirne, Kocaeli, Gaziantep ve Malatya illerinin kanser kayıt merkezlerine izleme değerlendirme ve yerinde eğitim ziyaretleri gerçekleştirilecektir. Türkiye’de bölgesel kanser dağılım hesaplamaları yapılıp nedensel analizlere göre önleme ve tarama programları başlatılması planlanmaktadır.

Ülkemizde DSÖ önerileri ile kayıt, önleme, tarama ve tedavi çalışmalarını bir arada barındıran Ulusal Kanser Kontrol Programı 2008 yılından itibaren yürütülmektedir.

Kanser Taramaları 

Ülkemizde erken tanı, kanser türlerinin kontrol altına alınması, hizmet içi eğitim ve halk eğitimi yoluyla halkın kanser konusunda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve kanserin morbidite ve mortalitesinin azaltılmasını sağlamak amacıyla Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuştur. Dünya Sağlık Örgütü’nün taranmasını önerdiği meme, serviks (rahim ağzı) ve kolorektal ( kalın bağırsak) kanserlerde, kanser vakalarının erken evrelerde yakalanmasına yönelik toplum tabanlı tarama programları bu merkezler tarafından yürütülmektedir. Toplum tabanlı taramanın dışında herhangi bir nedenle herhangi bir sağlık kuruluşuna başvuran kişilere de fırsatçı taramalar yapılmaktadır.

1995 yılında kurulmaya başlanan ve 2002-2004 yılları arasında Avrupa Birliği programları çerçevesinde 11’e yükselen Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) öncülüğünde sistemli tarama programları yürütülmeye başlanmıştır. Yapılan çalışmalarda her 250.000 nüfusa bir adet KETEM planlanmış şuan 81 ilde en az bir tane olmak üzere 218 KETEM (120 KETEM SHM içinde ), 36 Mobil KETEM, toplamda 254 merkezde tarama programları yürütülmektedir.

Toplum tabanlı taramalar 1.Basamak Sağlık Kuruluşlarımızda Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinde (SHM) ücretsiz olarak yapılmaktadır.

Meme Kanseri Taraması; (40-69 yaş arası kadınlarda)

Toplum tabanlı tarama yaparak hedef nüfusun en az % 70 ulaşarak, kanser gelişim sürecini, henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan, erken evrede iken tespit etmek ve kadınlarda meme kanserine bağlı mortalite hızını düşürmektir.

40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir klinik meme muayenesi, 2 yılda bir mamografi çekilmesidir. Tarama oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla KETEM’ler ile birlikte kanser taramalarına Aile Hekimlerinin de entegrasyonu sağlanmıştır.

Her üç tarama sonrası şüpheli bulunan vakalar 81 ilde faaliyet gösteren Tarama Sonrası Teşhis Merkezlerimize yönlendirilmektedir. 2019 yılında yaklaşık 2.500.000 kişiye Meme Kanseri Taraması yapılmıştır.

Serviks (Rahim ağzı) Kanseri Taraması; (30-65 yaş arası kadınlarda)

Serviks kanseri DSÖ tarafından “önlenebilen bir ölüm nedeni” olarak tanımlanmaktadır. Halen en çok öldüren jinekolojik kanserler arasında olan bu hastalık için tüm dünyada tarama yapılması ve her ülkenin kendi kontrol politikasını oluşturması önerilmektedir.

Ülke genelinde smear testine ilaveten HPV -DNA ile tarama yapılmaktadır. HPV DNA taramaları her ilimizde KETEM’ler, Toplum Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezlerimizde 30 - 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir ücretsiz yapılmaktadır. Tüm örnekler Ankara ve İstanbul’daki kurulan Ulusal HPV Laboratuvarına gönderilmektedir. Pozitif olan bireyler için HPV genotipleme (yüksek riskli 13 tip) bakılmaktadır. 2019 yılında yaklaşık 2.900.000 kişiye Serviks Kanseri Taraması yapılmıştır.

Kolorektal (Kalın bağırsak) Kanseri Taraması; (50-70 yaş arası kadın ve erkeklerde)

Toplum tabanlı tarama yaparak hedef nüfusun en az % 70’e ulaşarak, kolorektal patolojileri henüz premalign veya erken evrede iken tespit etmek, etkin ve basit yöntemlerle tedavi etmek suretiyle de invazif kanser sıklığını, buna bağlı morbidite ve mortaliteyi düşürerek olası karmaşık ve pahalı tedavileri önlemektir.

50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) ve 10 yılda bir kolonoskopi yapılmasıdır. Aile öyküsü olanlarda 40 yaşından itibaren tarama programına alınmaktadır.

2019 yılında yaklaşık 1.850.000 kişiye Kolerektal Kanseri Taraması yapılmıştır.

Yaklaşık her yıl 7 Milyon kişiye ücretsiz kanser taraması hizmeti verilmektedir.

Her üç kanser taramasında;

2016 yılında Minimal Kalite Kriterlerimiz belirlenerek 81 ilde Tarama Sonrası Teşhis Merkezlerimiz tanımlanmıştır. Her üç kanser tarama sonrası pozitif çıkan olgular Teşhis Merkezlerimize yönlendirilmektedir.170 adet teşhis merkezimiz bulunmaktadır.

Ayrıca taramalarda hedef kitlenin tamamına ulaşılıp tarama merkezlerine davet edilebilmesi için pilot çağrı merkezi uygulaması başlatılmış ve tüm Türkiye yaygınlaştırma çalışmaları devam etmektedir.

Yine Kanser Daire Başkanlığımız, “Hangi Tarama Programı Bana Uygun?” modülünü Genel Müdürlüğümüz Web Sitesine eklemiştir. Vatandaşlarımızın yaş aralığına göre hangi taramanın kişiye uygun olduğu, tarama programını ve en yakın tarama merkezini gösteren program https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/kanser-anasayfa adresinde hizmete sunulmuştur. Yine aynı web sitesi adresinden kanser taramalarını yaptıran vatandaşlarımız tarama sonuçlarını öğrenebilmektedir.